30 Eylül 2009 Çarşamba

Margarethe Kozuch

CL 2/1


*Fiorentina ilk yarıda kesmiş cezayı. Benitez'in evlatları vasat bir görüntüde İtalya'da. Lyon rahat geçmiş Debrecen'i. 3 duran topla rahatlamışlar zaten.

*Barça bildiğimiz telden, Kiev fark yemediyse kalecisine dua etsin. Rubin Kazan biraz tecrübeli olsa Inter'i dağıtırmış. Mourinho ne demiştir maçtan sonra merak ediyorum. Eto'o da fazla durmaz Milano'da.

*Stuttgart, Romanya takımı Urcizeni'yi deplasmanda yenememiş. Bu gruptan da çıkamazlarsa zaten yapacak bir şey yok onlar için. Sevilla rahat geçmiş Rangers'ı. İskoç ile Alman didinir ikincilik aşkına.

*AZ - Liege maçı beklendiği gibi berabere bitmiş. Zor almış puanı Liege ama haketmemiş değil. Zico'lu Olympiacos'da iyi direnmiş Londra'da. Nikopolidis hayatının maçını oynamıştır heralde ama yetmemiş.

Başladılar

İzlediğim fazla dizi yok.. Yabancı rotasyonuna PB ile başladım. HIMYM, Grey's Anathomy, Gossip Girl ile devam etti bu seri. Prison Break'i seyrederken rotasyon içine Lost'u da dahil etmek istemiştim ama olmadı. Öyle muhteşem bir sezonda, Lost yanına bile yaklaşamadı. PB'nin birinci sezonunun heyecanıyla yalan oldu Lost ve tamamen attım hayatımdan. Aralarda Heroes, BB Theory, Friends vs gibi birçok diziye de heves ettim ama hem zaman yokluğundan hem de ilk bölümlerinin cezbetmemesi nedeniyle sürerlilik sağlayamadım, Scolfield'ın yüzünden. Bitti de zaten. HIMYM efsane bir giriş yaptı sezona, ilk 2 bölüm harikaydı. Gossip de ilk bölümde biraz S.O.S verse de geçen hafta toparladı biraz, üçü izlemedim henüz. Grey's de epeyce söylentiyle beraber iyi bir giriş yaptı. Yazın Battlestar Galactica'ya başlayarak bitirdim. Güzel dizi tabi, güncel konuları güzel ele aldılar ve her şeyden önemlisi tadında bıraktılar. Böyle diziler görünce insan kendi ülkesini beğenmiyor tabi. Komedi değilse bunaltıyor adamı. Vadi'yi izlerken Polat'ın 50 küsür katlık inşaatın tepesine çıkarkenki asansör maceralarını, her katın ayrı ayrı İstanbul görünümünü izlemek koyuyor adama. Yeni bir sahne mi izlediğini yoksa yeni bir şarkının klibine mi tanık olduğunu düşünmek de koyuyor adama. Hemen hemen bütün diziler bu şekilde.Tabi, 100 dakikalık bölümü dolduracak şeyler arıyordur senaristler de. Bu aralar Es-Es var ön planda. Şuana kadar hatasız devam ediyor, inşallah bozmaz ve her hafta merakla beklediğim dizi olmayı korur. CL özetleri başladı...

29 Eylül 2009 Salı

Nerde bu CL ?

Doğan Grubu futbol düşmanı bir yönetime sahip galiba. Yılların geleneğinin de içine ettiler. Ben kendimi bildim bileli CL Maçlarını Star TV'den takip ettim. Uzan Grubu karıştı, devlet el koydu, öyleydi böyleydi ama yinede canlı maçlarımızı izledik. Avrupa Ligi'ni aldıktan sonra takımımızın maçlarını işkence şeklinde izleyeceğimizin farkındaydık zaten. Devler Ligi'nden ne istediniz. Bütün maçları koymuşlar D-Smart'ın bilmemkaçıncı kanalına. O kadar maç arasında Fiorentina - Liverpool yok. Bu zaten başlı başına bir hata. Herkes dua etmeye başlasın, Ocak'ta Süper Lig'in yayın hakkını almasınlar.

Edit: Prison Break ve ardından CL özetleri biraz yumuşattı ortamı.

Gat

Kerem Gönlüm'de doping çıkmasıyla birlikte Cathine maddesine olan ilgimiz arttı tabi. Catha edulis olarak bilimsel havayla tanınan bu bitki, hoş bir şekilde Khat olarak tanımlanıyor. Bizse Gat diyoruz. Yemen'de yetiştirilip, kahve niyetine kullanılıyor. Öğlenleri çiğneyip akşam eve güzel gidiyorlar. Kafaları her daim iyi yani. Batının Mutlu Arabistan demesi de buradan geliyor. ABD'de aklına girebileceği birini bulamadığı için işgal edemedi bunca zaman. Özel Gat odaları, mesai araları seanslar, neler neler. İnsanlar Gat çiğnemeye akşam misafirliğe gidiyor, yanakları uyuşmaktan bu hali almadan rahat edemiyorlar..

24 Eylül 2009 Perşembe

Kaçırmayın !

Özenle seçilmiş, tek tek ayıklanmış bu güzide yorumcuların bir arada bulunduğu; mutlaka izlenmesi gereken bir spor programı! Her pazar CINE5 'te.. Aman kaçırmayın..

23 Eylül 2009 Çarşamba

Herkes bizden..

Spor dallarının en üst seviyesi hep Fenerbahçe'nin elindedir.. Federasyonlar, hakem komiteleri, medya.. Yanlış karar ile hakemler senelerdir Fenerbahçe'yi şampiyon yaparlar. Kazandığımız bütün derbiler, rakip takıma çıkan kırmızı kartlar, attığımız ofsayttan goller, neler neler.. İşin garibi Fenerbahçe'ye bu kadar yardım yataklık yapan adamları medya hiç ama hiç eleştirmez. Gıkları çıkmaz! Hıncal Uluç'tan Rıdvan Dilmen'e herkes Galatasaray ve Beşiktaş'ın lehine yapılan hataları gündeme getirir. Bütün spor programlarında Fenerbahçe'nin pozisyonları es geçilir, diğer rakip takımların hatalı kazançları yüzlerine vurulur. Aziz Yıldırım'ı bunlar da tatmin etmeyecek ki sürekli yabancı hakemlerin ülkemize gelmesi gerektiğini savunur.
Önceki hafta Galatasaray - Beşiktaş maçında yaşanan el pozisyonundan sonra çalınmayan düdük ve gelmesi gereken kırmızı kart es geçilirken pek fazla gündeme gelmemişti. Bu hafta aynı olayın ters versiyonu yaşandı. Bu kez Galatasaray'ın alehineydi pozisyon. Beşiktaş maçındaki pozisyon çok daha netti. Eğer iki pozisyon da izlenirse hangisinin hakemler tarafından çok daha açık gözükebileceği ortaya çıkacaktır. Leo Franco'nun pozisyonunu yardımcı hakemin görmeme gibi bir olasılığı yok. Ancak, Ali Güneş el ile o kadar güzel vuruyor ki, kafası hakemlerin eli görmesini engelleyebilir. Yardımcı hakem ters tarafta olsaydı bu görüş çürütülebilirdi ancak az çok futbol oynamış adam anlayacaktır izleyince. Bir de başka açıdan bakalım. Türkiye'de ortada tartışmalı bir pozisyon varsa - Leo Franco - tahmin edilen takımların lehine karar verilir. Ancak, bu pozisyonların o takımların lehine kararı için bırakın yüzde yüz garantiyi, yüzde 50 olasılık bile yeterlidir.

Hangi pozisyonun ne kadar tartışıldığı, ne kadar gündemde kaldığı ise ortada..

18 Eylül 2009 Cuma

Aziz Yıldırım ve Kara Delikleri

Alıntı yapmayı sevmem ama Alper Öcal güzel yazmış. Buyrun.

17 Eylül 2009 Perşembe

Peh !

Sabri Sarıoğlu'nun Fenerbahçe versiyonu.. Bir insan Sabri bile iyidir diyebiliyorsa, Uğur için yapacak pek bir şey yoktur. O insan da benim. Rest çekmiş, kimsin birader sen. Ben nasıl oynamam kaprisini yapabilecek gücü nerden buluyor? Fenerbahçe'yi masonlar yönetiyor da bu adam o grubun üyesi mi? Daniel Alves'ten hızlı olmanın kredisi kaç sezondur? Aziz Yıldırım'ın üvey evladı mı? Bu soruları çokça arttırabilirim... Amatör kulüpte oynasa, maç çıkışı ağzını burnunu kırarlar bu adamın. Sevmiyorum lan seni.

Bu nasıl düşürme ?

Ankaraspor düştü, düşürüldü.. Asıl kahramanlar resimde tabii ki.. Ucu dokunmaz onlara! Neyse ayrıntıları fazla bilmediğim için konuşmayacağım. Anlamadığım neden 1. Lig'e düşürüldü? Sokarsın yerin dibine, başlasın en alttan. Çok da önemli bir kulüp değil hatta Hacettepe, İBB, Kasımpaşa alsın götürsün yanında hepsini. İlerde başbakan olursam Kocaeli'yi CL'ye yollayacağım; cumhurbaşkanı olursam da 70 bin kişilik stad sözüm olsun. Neyse, Ankaragücü istiyordu Ankaraspor'daki adamları, birleşiriz koklaşırız diye. Acaba Ankaraspor futbolcularına tanınacak 15 günlük transfer süresinde kaçı Ankaragücü'ne geçecek? Merak ediyorum..

Uzaklarda arama çünkü içimdesin...


Milli katil yakalandı.. Falanlar filanlar derken pek yakın çıktı, sıkı aramışlar.

Her haltın içinde olup da bir yararını göremediğimiz Vali Güler, yayında ve yapımda geçen herkese teşekkürler diler.

CL #1

Beşiktaş 5. viteste, Mancester United rolantide götürdü maçı. Sonuç; yaşlı adam koydu kafayı. Mustafa Denizli'nin seçimleri pek mantıklı değildi. Bobo'yu kadroya almamak baştan kokutmuştu zaten. Sıkıyosa götürme Rusya'ya Denizli, çekersin bir 0 daha.. Deli İbrahim ilk yarı Valencia ile iyi boğuştu(boğuşmaya çalıştı) ama ikinci yarı hali kalmamış olsa gerek ki yerden yere vurdu kendini.. Yusuf bile kurtaramadı Beşiktaşı! Dünya'nın en büyük 'Çarşı'sı nı da gördük bu maçta.. Ferguson beğenmiş; Türkiye'ye gelip de aferim seyirci demeyen bir teknik adam görmedim. Geçelim diğer maça; Almanya'nın bu seneki hayal kırıklığı bu aralar karışık olan CSKA'yı hattrick ile madara etti. Beşiktaş'ın fikstür olabileceklerin en kötüsüydü. CSKA deplasmanında 1 puan için dua etmeye başlasınlar şimdiden. Ayrıca bir sözüm de Star TV'ye; ben bildim bileli M.UTD'dir, M.UN görmedim hiç. BES yazsaydınız o zaman... Neyse, Emre Tilev'e sevgiler.

Bizim Sevilla'ya gösterdiğimiz muameleyi İsviçreliler de yapmış. Reklamsız attı Real 5 golü. Liverpool Münih'in rekora yaklaştı, 21 maçtır rakip filelerde top. Hikaye Milan yendi deplasmanda Marsilya'yı.. Bahisde yatan çok olmuştur. Arsenal de büyük takım olarak kazandı. Liege 2-0 öne geçince acaba dedik. 45 de yenilen gol hemen hemen sinyali çaktı ama iyi direndiler. 78'de elle gelen gol ve ardından tam bir Türk golü yediler. Şu maçta Liege yerine Türk takımı olsa aynı şeyler yaşanırdı muhtemelen. Şöyle bir bakınca, Çeyrek Finale kadar boş maç çok olacak..

7 Eylül 2009 Pazartesi

Kerlon

Topu kafada sektirerek ilerleyen videolarıyla Fenerbahçe'ye transfer edilmişti medyamız tarafından. Önceki FM'nin de en parlak gençlerindendi. O zamanlar Cruzeiro'daydı tabi. 2005 yılında başlamıştı profesyonel futbola. 3 yıl forma giydi burada. 42 maçta 9 gol attı ki forvet için başarısız bir sonuç. Sakatlıktan paçayı kurtaramaması neden olarak gösterilebilir tabi. Moratti'nin oğlunun menajerlik oyunlarındaki yıldızları babasına önererek transferlerin gerçekleştiği efsanesi gündemdeydi bir ara. Inter'e transferi de bu bakış açısıyla düşünülebilir. İtalya'daki non-EU kuralından dolayı oynaması imkansızdı ve Chievo'ya kiralandı. Geçen sene de diz sakatlıklarıyla uğraştı ve sadece 4 maça çıkabildi. Bu sene için de portakalların efsane takımı Ajax'a kiralandı, satın alma opsiyonu da var. Potansiyeli olan bir forvet için gidilebilecek en mükemmel lige gitti Kerlon.

Hepimiz Saylonuz !

1 Eylül 2009 Salı

Més Que Un Club