22 Ocak 2010 Cuma

United in Turkish Airlines sponsorship deal


Türk Hava Yolları'nın yaptığı bu hamleleri eleştirenlere anlam veremiyorum. Beğenelim yada beğenmeyelim kendi sınıfında dünyanın ilk 5'inde bulunan bir şirketin sponsorluk anlaşmaları imzalaması normal, bu adamlar piyasanın babalarıyla yapıyor. Adını duyurmak-yükseltmek için girişimde bulunuyorsan futbol pazarı bunun en önemli noktasıdır her zaman. Brand Finance'ın 2009 verilerinde avrupanın en değerli üç futbol kulüp markası Man. United - Real Madrid ve Barcelona'ydı. Ve bu pazardaki en büyük 3 markadan ikisine sponsor olmak da en üst seviye iştir. THY Ceo'su 2008'de 4.7 milyar dolar ciro yaptıklarını ve 2009'da 5 milyar doları geçmeyi hedeflediklerini belirtmiş. Avrupa'daki pazar payını da arttırma hedefindeki THY'nin de yapabileceği en üst düzey hamlelerdir bu sponsorluklar. Barcelona ile 3 yıllık 9 milyon euro'ya anlaşılmıştı ancak Messi'nin THY reklamında oynamasının değerini düşünmek gerekir. Birkaç yerde de Old Trafford Stadı'na THY ismi verileceği yazıyor ki kelimelere dökemem bunu. Yıllardır oyunlarda gördüğümüz, o sahada koşmak için hayal kurduğumuz stadın ismi belki de Türk Hava Yolları olacak..

Jo hamlesi


Öncelikle alttaki post için teşekkür ederekten, o son derece berbat resmin daha fazla göz önünde bulunmaması adına bir şeyler yazma zorunluluğunda hissettim kendimi.

Galatasaray'ın son transfer hamlesinin yayın ihalesiyle ilgisi çok fazla gibi geliyor. Para harcama olarak değil ama.. Jo - Love ikilisi CSKA Moskova takımında parlayan isimlerdi. Love'u satmayan Ruslar, Jo için gelen 18 milyon pound'u reddetmemişti. Nitekim City'de hiçbir şey yapamayıp Everton'a kiralanmıştı. Love ise eski kulübü Palmeiras'ta kiralık olarak oynuyor. Gelelim Galatasaray'ın hamlesine. Hedefi UEFA Avrupa Ligi olan bir kulüp, Avrupa'da oynayamayacak bir adamı yarım dönem için 1.5 milyon euro'ya kiralamaz. Gerçi Nonda'nın gidip Dos Santos'un geleceği haberleri de var ama saçma bir hamle olur bu da.. Jo sadece ülkemizde forma giyecek ve bu transferin tek açıklaması yayın ihalesi. Ama gelecek parayı harcama amaçlı bir hamle olduğunu sanmıyorum. Türkiye'de zirveye uzanıp hem yayın ihalesinden en büyük payı kapmak, hem de CL'ye doğrudan girip ayrı bir para dilimine uzanmak. Çünkü yeni sistemle birlikte ikinci olarak gidip de elemeleri geçmek oldukça zor hale geldi. UEFA ile CL gelirlerinin farkını söylemeye gerek yok zaten.

21 Ocak 2010 Perşembe

Doğum Günü Şeysi

Evet önce ilk yazımızı girdikten, sonra neden yazdığımızı felsefi sebeplerle açıkladıktan sonra bu yazımızı girebiliriz.

İyi ki doğdun kscgl, nice mutlu senelere, hep beraber.

Blogun geri dönüşü ve benim ilk photoshop tasarımım yeni yaş hediyen olsun. :)

Öyleyse Varım?


Descartes garip adam. Duyuları gözlemleri önemsemeyen bilgiye ulaşma tarzıyla ''Siktir git lan'' dedirtse de bilgi kuramını ortaya çıkaran insan neticede. Ve her şeyden önemlisi ''Je pense donc je suis'' yani ''Düşünüyorum, öyleyse varım'' demiş Fransız. Peki hemen hemen hepimizin defalarca duyduğu bu cümleyi düşünmek nasıl bir duygudur?

Katılmayan yoktur buna, düşünceleri ile var olur insan ve bu da öyle doğuştan olmaz. Doğuştan olsa Einshtein olurduk, şimdiye çoktan da fark edilirdik zaten. Bizde süreç uzun. En az 18-20 yıl gerekiyor düşünmeye de başlayabilmek için; varlıkları tanıdıktan sonra onları yorumlamak kısmı kalıyor. Futbolu seviyor, takip ediyor, gazetelerin manşetleri beyninde yankılanıyor ve futbolu böyle tanıyor. Belli bir yerden sonra kendisi egemen oluyor futbola da, oyuna da, manşetlere de. Erman'a gülerken sinir olmaya başlıyor; benim düşüncem budur, bu adam bunla taban tabana zıttır, o halde bu adama lanet olsun gibi. Her ne kadar bu karşısındakini topa tutmaya John Locke Abimiz ''Gerek yok, belki senin fikrin ileride saçma olacak; ne gerek var hiddetli karşı çıkışlara, fikrini belirt yeter'' dese de tepki veriyor işte insan.

Futbol yine hafif kalan yanı bu değişimin; siyaset, dünya fikirleri, ekonomi iyice içinden çıkılmaz boktan bir hale geliyor düşünen insan için. Bir yerden sonra kapı kolunu bile düşünür oluyor. Düşüncelerini sağlamlaştırmak için daha çok okuyor, daha çok izliyor, daha çok araştırıyor. Ve düşünmeye devam ediyor.

Ne diyorlar mesela, ''ünlü düşünür''. Bu ne biçim bir meslek adıdır veya bu bir meslek midir? Saçma. En önemlisi nasıl düşünür? Düşüncelerini nasıl toparlar? Nasıl bağlar birbirine? İşte burada benim düşünüp vardığım sonuç yazmaktır. Düşünürün araç gereci eskiden kalem kağıtsa şimdi laptop, bilgisayar olmuş. Ama her düşünce de var olandır ve silinip gitmeyendir. O halde eskiden silgi yasaksa şimdi backspace yasak veya yazıların altındaki delete butonuna tıklamak.

Yazarak var olmaya, düşünmeye başlıyoruz. Ha geri zakalı da değildik yeni dank etmedi de; adamakıllı yazmak lazım olduğunu şimdi daha çok anlıyoruz. Bakalım var olduğumuzu daha çok hissedecek miyiz yazmadığımız zamanlara göre. Her yazıyı bu mantaliteyle yazmak da beyne tecavüz olur da neyse, arşive bakıp bu yazıyı görünce hatırlarız zamanında bunları da düşündüğümüzü.

Daddy's Home

İnsan garip mahluk, gaza gelmek en büyük özelliği belki de. Her dönem insan bazı konularda gaza gelir. Hele ben bu konuda çok başarılıyımdır. Dersler, kilolar, sosyal aktiviteler gibi konularda şimdiye kadar onlarca kez gaza gelip bir işe girişmişimdir sanırım. Bu bloga da öyle başladık beraber, tabi bir yerden sonra hayatımdaki değişikliklerle birlikte o heyecandan kopup başka şeylerle uğraşır oldum. kscgl sağolsun baya kovalamış, yeni gördüm düşünün yani kopuşumu. Ama döndük bir şekilde buralara.

Bunda etken tatil mi? Sanmıyorum bu kez, nitekim çoktandır istiyordum yazmayı. Bir şekilde dönüş olacaktı da neredeyse bir ayımı kaplayan final dönemi müsaade etmedi. Bu akşam kscgl ile konuştum ''Hadi oğlum lan, 3 deyince'' dedim. O da sağolsun doğuştan boş, ''Tamamdır'' deyip işe koyuldu. (Bir de nicki düzgün olsa, yazıda adamdan bahsedesim gelmiyor resmen o nick'i eklerle yazmaya çalışırken)

Başlıyoruz tekrar, yazmak konusunda geri gelen hevesimin sebebini ilk yazımda izah edeceğim bakalım. Tekrardan merhabalar...

22 Aralık 2009 Salı

09/10 Sezon Araları

Yeni sezon başlangıçlarını vermiştik, sezon aralarını da verelim de tam olsun..


Psych - 16 Ekim'de ara verdiği 4. sezonuna 27 Ocak'ta devam edecek.

White Collar - 4 Aralık'ta ara vereceği ilk sezonuna 19 Ocak'ta devam edecek.

Burn Notice - 6 Ağustos'ta ara verdiği 3. sezonuna 28 Ocak'ta devam edecek.

Glee - 9 Aralık'ta ara vereceği ilk sezonuna 13 Nisan'da dönecek.

Vampire Diaries - 19 Kasım'da ara verdiği ilk sezonuna 14 Ocak'ta devam edecek.

Supernatural - 19 Kasım'da ara verdiği 5. sezonuna 21 Ocak'ta devam edecek.

Gossip Girl - 7 Aralık'ta ara vereceği 3. sezonuna 11 Ocak'ta devam edecek.

One Tree Hill - 7 Aralık'ta ara vereceği 7. sezonuna 18 Ocak'ta devam edecek.

Fringe - 10 Aralıkta'ta ara vereceği 2. sezonuna 14 Ocak'da devam edecek.

leverage - 9 Eylül'de ara verdiği 2. sezonuna 13 ocak'ta devam edecek.

Bones - 10 Aralık'ta ara vereceği 5. sezonuna 14 Ocak'ta devam edecek.

Heroes - 30 Kasım'da ara verecek 4. sezonuna 4 Ocak'ta devam edecek.

Castle - 7 Aralık'ta ara vereceği 2. sezonuna 4 Ocak'ta devam edecek.

CSi Miami - 14 Aralık'ta ara vereceği 8. sezonuna 11 Ocak'ta devam edecek.

Accidentally on Purpose - 14 Aralık'ta ara vereceği ilk sezonuna 11 Ocak'ta devam edecek.

Criminal Minds - 16 Aralık'ta ara vereceği 5. sezonuna 13 Ocak'ta devam edecek.

Modern Family - 9 Aralık'ta ara vereceği ilk sezonuna 6 Ocak'ta devam edecek.

Cougar Town - 9 Aralık'ta ara vereceği ilk sezonuna 6 Ocak'ta devam edecek.

CSi NY - 16 Aralık'ta ara vereceği 6. sezonuna 13 Ocak'ta devam edecek.

Law & Order - 4 Aralık'ta ara vereceği 20. sezonuna 8 Ocak'ta devam edecek.

Grey's Anatomy - 19 Kasım'da ara verdiği 6. sezonuna 14 Ocak'ta devam edecek.

The Mentalist - 17 Aralık'ta ara vereceği 2. sezonuna 21 Ocak'ta devam edecek.

Dollhouse - 18 Aralık'ta ara vereceği ikinci ve son sezonuna 8 Ocak'ta devam edecek.

Smallville - 20 Kasım'da ara vereceği 9. sezonuna 22 Ocak'ta devam edecek.

Ghost Whisperer - 4 Aralık'ta ara vereceği 5. sezonuna 8 Ocak'ta devam edecek.

Numb3rs - 4 Aralık'ta ara vereceği 6. sezonuna 8 Ocak'ta devam edecek.

Medium - 4 Aralık'ta ara vereceği 6. sezonuna 8 Ocak'ta devam edecek.

Desperate Housewives - 6 Aralık'ta ara vereceği 6. sezonuna 3 Ocak'ta devam edecek.

The Simpsons - 13 Aralık'ta ara vereceği 20. sezonuna 10 Ocak'ta yayınlanacak özel 450. bölümü ile devam edecek.

Cold Case - 13 Aralık'ta ara vereceği 7. sezonuna 3 Ocak'ta devam edecek.

Brothers and Sisters - 6 Aralık'ta ara vereceği 4. sezonuna 3 Ocak'ta devam edecek.

The Middle - 9 Aralık'ta ara vereceği ilk sezonuna 6 Ocak'ta devam edecek.

Private Practice - 3 Aralık'ta ara vereceği 3. sezonuna 14 Ocak'ta devam edecek.

Three Rivers - 13 Aralık'ta ara vereceği ilk sezonuna 3 Ocak'ta devam edecek.

Ugly Betty - 11 Aralık'ta ara vereceği 4. sezonuna 15 Ocak'ta devam edecek.

V - 24 Kasım'da ara verdiği ilk sezonuna 30 Mart 2010'da devam edecek. Mart 2010'da devam edecek.

Nip Tuck - 16 Aralık'ta ara verdiği 6. ve son sezonuna 6 Ocak'ta devam edecek.

Melrose Place - 8 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 12 Ocak'ta devam edecek.

Flashforward - 3 Aralık'ta ara verdiği ik sezonuna 4 Mart'ta devam edecek.

The Forgotten - 8 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 5 Ocak'ta devam edecek.

Sanctuary - 8 Aralık'ta ara verdiği ikinci sezonuna 8 Ocak'ta devam edecek.

Star Wars - The Clone Wars - 4 Aralık'ta ara verdiği ikinci sezonuna 1 Ocak'ta devam edecek.

The Cleveland Show - 13 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 3 Ocak'ta devam edecek.

Family Guy - 13 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 3 Ocak'ta devam edecek.

The Office - 10 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 21 Ocak'ta devam edecek.

30 Rock - 10 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 14 Ocak'ta devam edecek.

Stargate Universe - 4 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 2 Nisan'da devam edecek.

Legend of the Seeker - 12 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 9 Ocak'ta devam edecek.

How I Met Your Mother - 14 Aralık'ta ara verdiği bu sezonuna 11 Ocak'ta devam edecek.

House M.D. - 30 Kasım'da ara verdiği ilk sezonuna 25 Ocak'ta devam edecek.

The Big Bang Theory - 14 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 11 Ocak'ta devam edecek.

Mercy - 9 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 6 Ocak'ta devam edecek.

The New Adventures of Old Christine - 16 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 13 Ocak'ta devam edecek.

90210 - 8 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 9 Mart'ta devam edecek.

Two and A Half Men - 14 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 11 Ocak'ta devam edecek.

Community - 10 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 14 Ocak'ta devam edecek.

Parks and Recreation - 10 Aralık'ta ara verdiği ilk sezonuna 14 Ocak'ta devam edecek.

20 Ekim 2009 Salı

CL 3/1


Bu akşam inanılmaz maçlar oldu. E grubunda Benitez son dakikada boyun eğdi. F grubunda Inter ve Barça puan kayıpları yaptı. Özellikle Nou Camp'taki mağlubiyet beklenmiyordu. G sıkıcı bir grup naparlarsa yapsınlar. H grubunu son dakika golleri belirledi. Zico, sonradan oyuna aldığı Stoltidis ile güldü son saniyede. Mali krizle birlikte sıkıntılı günler yaşayan AZ'de son dakikada attığı beraberilik golüyle Arsenal karşısında moral buldu. Birbirinden enteresan maçlar oldu ancak biz hiçbirini canlı seyredemedik tabi. 00.20'yi bekleyeceğiz özetler için..

16 Ekim 2009 Cuma

Şifa

6 Ekim 2009 Salı

Delü


Benim hemşeri yine coşmuş.. Fenerbahçe'den iyiyiz demiş.. Carlos geldiğinde ona da vardı iki çift lafı, ne beklersin.

30 Eylül 2009 Çarşamba

Margarethe Kozuch

CL 2/1


*Fiorentina ilk yarıda kesmiş cezayı. Benitez'in evlatları vasat bir görüntüde İtalya'da. Lyon rahat geçmiş Debrecen'i. 3 duran topla rahatlamışlar zaten.

*Barça bildiğimiz telden, Kiev fark yemediyse kalecisine dua etsin. Rubin Kazan biraz tecrübeli olsa Inter'i dağıtırmış. Mourinho ne demiştir maçtan sonra merak ediyorum. Eto'o da fazla durmaz Milano'da.

*Stuttgart, Romanya takımı Urcizeni'yi deplasmanda yenememiş. Bu gruptan da çıkamazlarsa zaten yapacak bir şey yok onlar için. Sevilla rahat geçmiş Rangers'ı. İskoç ile Alman didinir ikincilik aşkına.

*AZ - Liege maçı beklendiği gibi berabere bitmiş. Zor almış puanı Liege ama haketmemiş değil. Zico'lu Olympiacos'da iyi direnmiş Londra'da. Nikopolidis hayatının maçını oynamıştır heralde ama yetmemiş.

Başladılar

İzlediğim fazla dizi yok.. Yabancı rotasyonuna PB ile başladım. HIMYM, Grey's Anathomy, Gossip Girl ile devam etti bu seri. Prison Break'i seyrederken rotasyon içine Lost'u da dahil etmek istemiştim ama olmadı. Öyle muhteşem bir sezonda, Lost yanına bile yaklaşamadı. PB'nin birinci sezonunun heyecanıyla yalan oldu Lost ve tamamen attım hayatımdan. Aralarda Heroes, BB Theory, Friends vs gibi birçok diziye de heves ettim ama hem zaman yokluğundan hem de ilk bölümlerinin cezbetmemesi nedeniyle sürerlilik sağlayamadım, Scolfield'ın yüzünden. Bitti de zaten. HIMYM efsane bir giriş yaptı sezona, ilk 2 bölüm harikaydı. Gossip de ilk bölümde biraz S.O.S verse de geçen hafta toparladı biraz, üçü izlemedim henüz. Grey's de epeyce söylentiyle beraber iyi bir giriş yaptı. Yazın Battlestar Galactica'ya başlayarak bitirdim. Güzel dizi tabi, güncel konuları güzel ele aldılar ve her şeyden önemlisi tadında bıraktılar. Böyle diziler görünce insan kendi ülkesini beğenmiyor tabi. Komedi değilse bunaltıyor adamı. Vadi'yi izlerken Polat'ın 50 küsür katlık inşaatın tepesine çıkarkenki asansör maceralarını, her katın ayrı ayrı İstanbul görünümünü izlemek koyuyor adama. Yeni bir sahne mi izlediğini yoksa yeni bir şarkının klibine mi tanık olduğunu düşünmek de koyuyor adama. Hemen hemen bütün diziler bu şekilde.Tabi, 100 dakikalık bölümü dolduracak şeyler arıyordur senaristler de. Bu aralar Es-Es var ön planda. Şuana kadar hatasız devam ediyor, inşallah bozmaz ve her hafta merakla beklediğim dizi olmayı korur. CL özetleri başladı...

29 Eylül 2009 Salı

Nerde bu CL ?

Doğan Grubu futbol düşmanı bir yönetime sahip galiba. Yılların geleneğinin de içine ettiler. Ben kendimi bildim bileli CL Maçlarını Star TV'den takip ettim. Uzan Grubu karıştı, devlet el koydu, öyleydi böyleydi ama yinede canlı maçlarımızı izledik. Avrupa Ligi'ni aldıktan sonra takımımızın maçlarını işkence şeklinde izleyeceğimizin farkındaydık zaten. Devler Ligi'nden ne istediniz. Bütün maçları koymuşlar D-Smart'ın bilmemkaçıncı kanalına. O kadar maç arasında Fiorentina - Liverpool yok. Bu zaten başlı başına bir hata. Herkes dua etmeye başlasın, Ocak'ta Süper Lig'in yayın hakkını almasınlar.

Edit: Prison Break ve ardından CL özetleri biraz yumuşattı ortamı.

Gat

Kerem Gönlüm'de doping çıkmasıyla birlikte Cathine maddesine olan ilgimiz arttı tabi. Catha edulis olarak bilimsel havayla tanınan bu bitki, hoş bir şekilde Khat olarak tanımlanıyor. Bizse Gat diyoruz. Yemen'de yetiştirilip, kahve niyetine kullanılıyor. Öğlenleri çiğneyip akşam eve güzel gidiyorlar. Kafaları her daim iyi yani. Batının Mutlu Arabistan demesi de buradan geliyor. ABD'de aklına girebileceği birini bulamadığı için işgal edemedi bunca zaman. Özel Gat odaları, mesai araları seanslar, neler neler. İnsanlar Gat çiğnemeye akşam misafirliğe gidiyor, yanakları uyuşmaktan bu hali almadan rahat edemiyorlar..

24 Eylül 2009 Perşembe

Kaçırmayın !

Özenle seçilmiş, tek tek ayıklanmış bu güzide yorumcuların bir arada bulunduğu; mutlaka izlenmesi gereken bir spor programı! Her pazar CINE5 'te.. Aman kaçırmayın..

23 Eylül 2009 Çarşamba

Herkes bizden..

Spor dallarının en üst seviyesi hep Fenerbahçe'nin elindedir.. Federasyonlar, hakem komiteleri, medya.. Yanlış karar ile hakemler senelerdir Fenerbahçe'yi şampiyon yaparlar. Kazandığımız bütün derbiler, rakip takıma çıkan kırmızı kartlar, attığımız ofsayttan goller, neler neler.. İşin garibi Fenerbahçe'ye bu kadar yardım yataklık yapan adamları medya hiç ama hiç eleştirmez. Gıkları çıkmaz! Hıncal Uluç'tan Rıdvan Dilmen'e herkes Galatasaray ve Beşiktaş'ın lehine yapılan hataları gündeme getirir. Bütün spor programlarında Fenerbahçe'nin pozisyonları es geçilir, diğer rakip takımların hatalı kazançları yüzlerine vurulur. Aziz Yıldırım'ı bunlar da tatmin etmeyecek ki sürekli yabancı hakemlerin ülkemize gelmesi gerektiğini savunur.
Önceki hafta Galatasaray - Beşiktaş maçında yaşanan el pozisyonundan sonra çalınmayan düdük ve gelmesi gereken kırmızı kart es geçilirken pek fazla gündeme gelmemişti. Bu hafta aynı olayın ters versiyonu yaşandı. Bu kez Galatasaray'ın alehineydi pozisyon. Beşiktaş maçındaki pozisyon çok daha netti. Eğer iki pozisyon da izlenirse hangisinin hakemler tarafından çok daha açık gözükebileceği ortaya çıkacaktır. Leo Franco'nun pozisyonunu yardımcı hakemin görmeme gibi bir olasılığı yok. Ancak, Ali Güneş el ile o kadar güzel vuruyor ki, kafası hakemlerin eli görmesini engelleyebilir. Yardımcı hakem ters tarafta olsaydı bu görüş çürütülebilirdi ancak az çok futbol oynamış adam anlayacaktır izleyince. Bir de başka açıdan bakalım. Türkiye'de ortada tartışmalı bir pozisyon varsa - Leo Franco - tahmin edilen takımların lehine karar verilir. Ancak, bu pozisyonların o takımların lehine kararı için bırakın yüzde yüz garantiyi, yüzde 50 olasılık bile yeterlidir.

Hangi pozisyonun ne kadar tartışıldığı, ne kadar gündemde kaldığı ise ortada..

18 Eylül 2009 Cuma

Aziz Yıldırım ve Kara Delikleri

Alıntı yapmayı sevmem ama Alper Öcal güzel yazmış. Buyrun.

17 Eylül 2009 Perşembe

Peh !

Sabri Sarıoğlu'nun Fenerbahçe versiyonu.. Bir insan Sabri bile iyidir diyebiliyorsa, Uğur için yapacak pek bir şey yoktur. O insan da benim. Rest çekmiş, kimsin birader sen. Ben nasıl oynamam kaprisini yapabilecek gücü nerden buluyor? Fenerbahçe'yi masonlar yönetiyor da bu adam o grubun üyesi mi? Daniel Alves'ten hızlı olmanın kredisi kaç sezondur? Aziz Yıldırım'ın üvey evladı mı? Bu soruları çokça arttırabilirim... Amatör kulüpte oynasa, maç çıkışı ağzını burnunu kırarlar bu adamın. Sevmiyorum lan seni.

Bu nasıl düşürme ?

Ankaraspor düştü, düşürüldü.. Asıl kahramanlar resimde tabii ki.. Ucu dokunmaz onlara! Neyse ayrıntıları fazla bilmediğim için konuşmayacağım. Anlamadığım neden 1. Lig'e düşürüldü? Sokarsın yerin dibine, başlasın en alttan. Çok da önemli bir kulüp değil hatta Hacettepe, İBB, Kasımpaşa alsın götürsün yanında hepsini. İlerde başbakan olursam Kocaeli'yi CL'ye yollayacağım; cumhurbaşkanı olursam da 70 bin kişilik stad sözüm olsun. Neyse, Ankaragücü istiyordu Ankaraspor'daki adamları, birleşiriz koklaşırız diye. Acaba Ankaraspor futbolcularına tanınacak 15 günlük transfer süresinde kaçı Ankaragücü'ne geçecek? Merak ediyorum..